Çağımızın Bazı Sorunları

Yaşadığımız dönemde bir çok sorun mevcut. 

Bu sorunlar her ne kadar görmek istemesek de insan kaynaklı olabiliyor. Tıpkı "tahammülsüzlük" ve "doyumsuzluk" gibi.

  •  İnsanların dış etkenlere karşı kendini kontrol edememesi, bazı şeylere karşı koyamaması, kaldırmaması, saygı gösterememesi, düşünememesine tahammülsüzlük denir. 
  • Doyumsuzluk ise özgürlük dediğimiz kavramı kendi çıkarlarımız için farklılaştırdığımız, egomuzu dünyanın merkezine koyduğumuz, ihtiyacımız olan her şeye sahip olduğumuz ama yetinemediğimiz, isteklerimizin etrafında pervane olduğumuz bir hastalıktır.

Tahammülsüz insanlar neler yapar?

Bu insanlar en ufak bir şeyde en yüksek tepkiyi verirler. Bunu çoğu zaman farkedemeseler de bazen fark etmelerine rağmen kendine yakıştıramadıklarından durumu görmezden gelirler. Bu durum insanları bencilleştirir. Hal böyle olunca da  sevgi ve saygı da yok olmaya yüz tutar.
Eşimiz, dostumuz, arkadaşımız, annemiz, babamız, akrabalarımız, öğretmenlerimiz ve birçok kişide görüyoruz bunu. Ve hatta kendimiz de yapıyoruz. İnsan bir duruma tahammülsüzleşebileceği gibi bir kişiye de tahammülsüzleşebilir.
Kendimize çevremizdekilere zarar veriyoruz. Bir gülüş bile içimizi ısıtmaya yeterken biz birbirimiz bundan mahrum bırakıyoruz. Aramızda ki bağları kopacak hale getiriyoruz. Dokunsak patlayacak bir bomba gibi geziyoruz ortalıkta. Yolda önümüzde yavaş yürüyen birine, okulda kahkahasını duyduğumuz birine,  markette sizin sevmediğiniz bir ürünü alan birine, bir kuyrukta sıra beklerken yada bir mağazada sizin beğendiğiniz bir şeyi sizden önce alan müşteriye karşı tahammülsüzüz. Yada bunun gibi birçok şeye. "Bir düşünsenize haklı mıyız gerçekten bunu yapmakta? Neden bencilleştik bu kadar? Neden bu hırs, bu sinir, bu agresiflik, bu çekememezlik? Ne derdimiz var bizim bu kadar büyük?"

Sağlıklı düşünebilme, empati kurabilme yeteneğimize ne oldu?

Dünyanın merkezinden çıkaralım kendimizi öncelikle. Birbirimize karşı saygılı yaşamamız gerektiğini bir hatırlayalım. Sakince bir düşünelim. Dünyanın bütün yükü bizim omuzlarımızda değil. Biz nasıl bu duruma geliyoruz? Kendimize ve çevremizdekilere zaman tanımaya aciz olamayız biz. Hoşgörümüzü, sevgimizi kaybedemeyiz. İnsan olarak gurur duyabilecek özelliklerimizden vazgeçemeyiz. Tahammülsüzlüğü aşabilmek için kendimize bir hedef koyalım. Ve bunları hayatımızdan teker teker çıkaralım. Kendimize sunduğumuz bu sınırları olmayan özgürlüğü bir kenara bırakın. Bir düşünün sizin nelere tahammülünüz yok?  Ya da kimlere karşı? Bunlara nasıl karşı koyabileceğinize siz karar verin. Daha sonra da deneyin. Tabii ki kendinize zaman tanıyarak. Oldukça etkili olacağını düşünüyorum. Çünkü insanın kendi sorunuyla yüzleştikten sonra ona bulduğu ve uyguladığı, en önemlisi de inandığı çözüm en etkili çözümler arasındadır.

Gelelim doyumsuzluğa. Doyumsuzluk nasıl ortaya çıkar?

İnsan doğduğu andan itibaren birçok duyguya sahiptir. Yaşadığı süre içerisinde hangi duyusunu besleyeceğini kendi seçer. Bu durumda beslenen duygular gelişirken beslenmeyen duygular arka planda kalır. Yani bu sıralama tamamen bizim elimizdedir.
Biz bu duyguları nasıl besleriz?İki şekli vardır;

  • İlk olarak, çocukluk yıllarımız da olur. (ek:1)
  • İkinci ise yaygın kitle gelişim araçlarıdır.(ek:2)

(ek:1) Aile çocuğun ihtiyaçlarını bizzat ve zamanında karşılamalı ama isteklerini ona bırakmalıdır. Çünkü sürekli ailesi tarafından istekleri yerine getirilen çocuk isteme duygusunu yönetemez. İsteklerine kendi çabalarıyla ulaşan bir çocuk ileride istek ve ihtiyacı ayırabilen bir birey olur. Bu yüzden ebeveynler bunu göz önüne alarak çocuğuna zaman ve fırsat tanımalıdır.
(ek:2) İkinci nedene gelecek olursak kişinin ihtiyaçları doğrultusunda değil, istekleri doğrultusunda hareket etmesi sonucunda ortaya çıkar. İsteklerini ihtiyaçlarından daha fazla önemser bu insanlar. Öncelikle ikisini birbirinden ayırmaları gerekir.  Tabi öncelik de buna göre sıralanmalı. Bu yeni ve olması gereken düzenin oturması için çaba fazlaca önemlidir.

Doyumsuzluk duygusunu doyurabilir miyiz?

Doyumsuzluk doğrultusunda yaptığımız her şey başka bir istekle sonuçlanacağı için doymak mümkün değildir. Burada yapılması gereken irademizi güçlendirip, doğru olan duygularımızı seçip onlar doğrultusunda hareket etmektir. Duygularımızı ve irademizi yönetebilecek güce sahibiz. Yapmamız gereken şey sadece buna inanmak. Kendinizin farkına varın. Şansa ihtiyacınız yok.

Yorumlar