Umutsuzevkadini: Peki ya Evde Kalamayanlar?

Evde Olmak...



Evet, tam 51 gündür evdeyim, evlerdeyiz. Peki bu süreçte neler yapıyoruz?

Yemek, oyun, dizi/film haricinde gerçekten hep yapmak istediğimiz ama vakit bulamadığımız hobiler veya hedeflere göz attık mı? Herhangi bir konu için çaba harcadık mı?
Tam 5 yıldır blog yazmak isteyip asla adım atmamış olan ben karantina başlangıcımdan tam 51 gün sonra bu yazıya karar verdim.
Fark ettim ki hayatta yapılmak istenenler için hiçbir zaman  geç değil. Bu klişeyi her zaman duyarız aslında ama ne anlama geldiğini gerçekten ne kadar düşünürüz? Derine inmek gerektiğinde bazı adımları atmam için bir salgın hastalık mı gerekliydi? Belki de evet gerekliydi. Demek ki benim motivasyonum bu yoldan geçiyordu. Boşlukta olmama hissi burada devreye girdi.



Peki başka neler oldu? Neler yapıyorum? Durmadan yemek ve hamur işi yapıyorum mesela, aslında bugünlerde herkesin aşçı olduğu doğrudur. İnsanlar sadece dışarıdan alacağı ekmek veya internetten söyleyeceği pidenin virüslü olması korkusuyla mı bunu yapıyor? Başlarda evet, ama şu an hayır. İnsanlar için yemek yapmak, kendi emekleriyle ortaya bir şey çıkarmak hobi ve bir tatmin yöntemi, stres atma. Aynı şekilde evi boyayanlar, duvarlarına resim yapanlar, marangozluk yapanlar da bu hissi duyuyor. Sadece can sıkıntısı değil bu, insanlar doğasını öğreniyor. Başka ne yapıyorsun derseniz kitap okuyorum, lisede çok fazla okumama rağmen maalesef üniversitede okuduğum kitap sayısı belki 20 kadardı. Oysa şimdi yeniden okuyorum. İnternetten çeşitli mesleki ve kişisel gelişim içeren eğitimleri izliyorum. Beynimiz sanıyorum ki şu anda farklı şekilde çalışıyor. Yani vücut ve beyin her zamanki rutinlerinde değil, yıllardır alışmış olduğu kalıplardan çıktı. Bu da aslında bize yeni hobiler ve yeni keşifler kazandırıyor. Belki de gelecekte Corona günlerinden bize kalacak en iyi şeydir bu, büyük bir değer eğer kıymetini bilirsek.



Son olarak bir de yoga ve meditasyon yapıyorum elimden geldiğince. Elbette ki ilk günler bol bol yiyip içerek patates olma yolunda ilerliyordum. Ancak sonra aynaya ve kotlarıma bir baktım ki günden güne aldığım kilolar, olmak istediğim zayıf bedenin bir parçası değil ve beni mutlu etmeyecek. Yogaya aşinayım az çok yapıyordum, şu anda bunu artırdım çünkü aslında belki bir daha hiç bu kadar boş zaman bulamayacağım. Çalışmıyor musun demeyin... Hafta içi 9-6 olarak işime uzaktan devam ediyorum. Ancak ev-iş yolu yok, arkadaşlarımla görüşemiyorum, alışverişe gidemiyorum, kafeye gidemiyorum, sahile bile gidemiyorum. Dizi/film her zaman izleyeceğim, telefonda oyun hep oynayacağım, internetten kıyafet-ayakkabı de bakacağım. Öyleyse şimdi bunları azaltsam ve isteklerime dönsem harika olmaz mı? Kendime bunu sordum, tabiki %100 performans beklemiyorum ve olmayacak da. Ama başarılı olduğumu çok rahat söyleyebilirim.
Meditasyona gelirsek insanın kendine dönmesi, benliğini anlaması, doğayı anlaması, için çeşitli yollar var. Meditasyonun da bunlardan biri olduğuna inanıyorum. Hep bırakmak istediğiniz huylar vardır, önemsemek istemediğiniz şeyler, duygu durumları. Belki bunun da tam sırasıdır. Sakin ve huzurlu bir zihnin her zaman 1-0 önde olduğuna inanmışımdır. Şimdi bunu umuyorum ki kendim göreceğim.


Görseller için:
1 - Resim enriquelopezgarre tarafından Pixabay'a yüklendi 
2 - Herhangi bir kaynak kullanılmamıştır.
3 - Resim Okan Caliskan tarafından Pixabay'a yüklendi

Yorumlar