Kendi Psikolojimizi Kendimiz Bozuyoruz

            Kendi Psikolojimizi Kendimiz Bozuyoruz

Psikoloji nedir? Psikoloji, insanların davranışlarının oluşmasında etkisi olan bir bilim dalıdır. İnsanların nasıl hissettiğini ,nasıl davrandığını, neler düşündüğünü sorgular. Peki psikoloji bozulması nedir? Psikoloji bozulmasının temelinde fazlaca duygusallaşma yatar. Buna ek olarak fazlaca empati kurma , kendini suçlama, olumsuz yönleri çok daha fazla görme, takıntı haline getirme, kendini yetersiz hissetme vardır. Bence kazanamak ve kaybetmeyi de bu sebepler arasında sayabiliriz. Bunu bir başkası değil  kendimize kendimiz yaparız. Dışardan bi insan ne kadar uğraşırsa uğraşsın bunu bize yapabilecek güçte değildir. Ama gördüğümüz şey kesinlikle bu değildir hiç bir zaman. Bizim gözümüzde biz bunu kendimize yapmayız, yapamayız. Çünkü fazlasıyla acımasızcadır. Gerçekten de öyle bu fazlasıyla acımasızca. Düşünsenize ileri boyutunu hayatımızı tamamen etkileyecek sonuçlar doğurabilir. Her psikolojik bozukluk dönemlik olmayabilir. Geleceğimize güzel olmayan bi zemin hazırlıyoruz belki de. İnsan kendini her kötü hissettiginde  bunu psikolojik bozukluk olarak tanımlamamalı. Beden sağlımıza önem verdiğimiz kadar akıl ve ruh sağlığımıza da önem vermeliyiz. Söz konusu sağlık olursa durup bi kere daha düşünmek lazım. Bir kıyaslama yapalım. Akıl ,ruh sağlımız kadar ne var önemli olan? Ya da kim? Ne yapıyoruz kendimize? Ne düşünüyoruz bunu yaparken? Ne hissediyoruz? Ne hissetmek istiyoruz? Sonucu ne kadar etkiliyebiliyoruz?  Kim neyi ne kadar isterse; çabalarsa o kadar olur , düşünmek bir şeyi değiştirmez. Onu takıntı yapmak ile bir yere varamayız. Mutlu olmak için beklersek eğer, varolan tek şey zaman kaybı olur.  Bu durumlardan kurtulmalıyız, hemde acilen. Nelere mi sebep olur? Ne kadar mi ileriye gidebilir? "Psikolojim bozuldu " diye tanımladığımız aslında doğrusunu bilmediğimiz veya bilmek için çabalamadığımız yere...
Her hastalığın bir katılımsallıktan gelebilecek tarafı olduğu gibi cevresellikten gelebilecek tarafı da vardır. Bunu herhangi bir hastalıkta söyleyebiliriz. Ama konu ruh ve akıl sağlığına gelince pek yorum yapmayı tercih etmeyiz. Doğruluğunu veya yanlışlığını düşündüğümüz için yapmayız bunu. Derinselleştirmemek için yaparız. Araştırmamak , düşünmemek gibi de nedenleri var elbette. Birde çok ciddiye almayı tercih etmeyiz. Egomuza yenik düşüyoruz aslında. Ama ben bahsetmek istiyorum biraz. İlk olarak kalıtımın ve çevrenin çokça önemi vardır  ruh sağlığı üzerinde. Genlerimiz, yaşadığımız yer, yaşadıklarımız, kendimize yaşattıklarımız... Şunu bi düşünelim; engel olamayacağımız veya değiştiremeyeceğimiz şeyler var ama ya değiştirebileceklerimiz? İmkânımız varken kaçtıklarımız? Daha sonra pişman olacağımızı bildiğimiz ama yine de düşünmediklerimiz? İşte belki de hayatımızdaki dönüm noktalarımız. Önümüzde bir seçenek varken görmezden geldiğimiz için bunlar. Kimi için uzun ve yorucu bi süreç olduğu için. Şimdi bazılarımız  küçümseyerek bi baktı duruma. Bırakın abartalım. Önemsiz görerek kendimize zarar verdiğimiz zamanlar bile oldu. Biraz abartılı bakalım. Belki değişecek bir şeyler var.  Bizi hayatımız boyunca etkileyecek bunlar. Aklen, ruhen ,fizikenŞimdi bi düşünün sizin kaçırdığınız bir şeyler var mı? Neden bu kadar derin düşünmek lazım?  Bir durumun çokça sonucu olmasına rağmen biz ,bizi çok fazla etkileyene odaklanıyoruz. Diğerlerini de görmek lazım. Yok sayamayız ki. En azından göz gezdirmek gerek. İşte bu abartmak olmuyor. Önümüzdeki kendi hayatımız da olsa buna objektif bakabilmeyi denemek oluyor. Kendimiz için bir şeyler yapabiliriz. Her zaman... Deneyelim.

İmkânsızlıkla imkan dahilinde olan arasındaki tek fark insanın kararlılık derecesidir. Peki siz sağlığınız için ne kadar kararlısınız?

Yorumlar