Kendi Psikolojimizi Kendimiz Bozuyoruz
Her hastalığın bir katılımsallıktan gelebilecek tarafı olduğu gibi cevresellikten gelebilecek tarafı da vardır. Bunu herhangi bir hastalıkta söyleyebiliriz. Ama konu ruh ve akıl sağlığına gelince pek yorum yapmayı tercih etmeyiz. Doğruluğunu veya yanlışlığını düşündüğümüz için yapmayız bunu. Derinselleştirmemek için yaparız. Araştırmamak , düşünmemek gibi de nedenleri var elbette. Birde çok ciddiye almayı tercih etmeyiz. Egomuza yenik düşüyoruz aslında. Ama ben bahsetmek istiyorum biraz. İlk olarak kalıtımın ve çevrenin çokça önemi vardır ruh sağlığı üzerinde. Genlerimiz, yaşadığımız yer, yaşadıklarımız, kendimize yaşattıklarımız... Şunu bi düşünelim; engel olamayacağımız veya değiştiremeyeceğimiz şeyler var ama ya değiştirebileceklerimiz? İmkânımız varken kaçtıklarımız? Daha sonra pişman olacağımızı bildiğimiz ama yine de düşünmediklerimiz? İşte belki de hayatımızdaki dönüm noktalarımız. Önümüzde bir seçenek varken görmezden geldiğimiz için bunlar. Kimi için uzun ve yorucu bi süreç olduğu için. Şimdi bazılarımız küçümseyerek bi baktı duruma. Bırakın abartalım. Önemsiz görerek kendimize zarar verdiğimiz zamanlar bile oldu. Biraz abartılı bakalım. Belki değişecek bir şeyler var. Bizi hayatımız boyunca etkileyecek bunlar. Aklen, ruhen ,fiziken. Şimdi bi düşünün sizin kaçırdığınız bir şeyler var mı? Neden bu kadar derin düşünmek lazım? Bir durumun çokça sonucu olmasına rağmen biz ,bizi çok fazla etkileyene odaklanıyoruz. Diğerlerini de görmek lazım. Yok sayamayız ki. En azından göz gezdirmek gerek. İşte bu abartmak olmuyor. Önümüzdeki kendi hayatımız da olsa buna objektif bakabilmeyi denemek oluyor. Kendimiz için bir şeyler yapabiliriz. Her zaman... Deneyelim.
İmkânsızlıkla imkan dahilinde olan arasındaki tek fark insanın kararlılık derecesidir. Peki siz sağlığınız için ne kadar kararlısınız?
Yorumlar
Yorum Gönder