Ses sizce nedir?
Tamam, şimdi internetteki tanımına bakalım.
Ses, canlıların işitme organları tarafından algılanabilen periyodik basınç değişimleridir. Fiziksel boyutta ses; hava, katı, sıvı veya gaz ortamlarda oluşan basit bir mekanik düzensizliktir. Bir maddedeki moleküllerin titreşmesi sonucunda oluşur.
Canlıların işitme organları tarafından algılanabilen diyor..
Yani "Akciğerlerden çıkan havanın..." gibi tanımları bir kenara bırakalım, herhangi bir maddenin moleküllerinin titreşmesi ile oluşan, ortamdaki mekanik düzensizliklerin, farklı basınç değişimleri meydana getirmesine diyerek üstteki tanımı birleştirelim.
İç ses diye bir kavram var;
- Ya niye bunu yaptın?
- Bilmiyorum içimden bir ses, bana böyle yap dedi.
gibi metafizik görünen veya ses-merkezcilik ve söz-merkezcilik (Jaques Derrida) gibi sesin felsefik yaklaşımlarını bir kenara bırakalım. Sanat dünyasından, bilim dünyasına kendisini araştırılması için merak'a ve çok fazla kafa patlatmaya ihtiyaç güdümleyen bir kavram.
Evet benim anlatım şeklimin garipliğini maruz görün, gerçekten ilginç bir konu.
Ses doğada anolog olarak kendini gösterir. Bir aralık ifade eder.
Şimdi ufuk açması açısından Temel kavramlarına bakalım;
- YÖNÜ
a-1) Enine dalgalar
a-2) Dairesel dalgalar
b--) Boyuna dalgalar - HIZI
a) c (m/sn) = 331 + 0.6t (°C) Bu hava için böyleyken,
b) Tatlısu(1489m/s) , Cam(5200) olacaktır. - FREKANS
a) Saniyedeki titreşim sayısı - DALGA BOYU
a) Titraşim için gerekli tepe noktalar arası uzaklık
(c = frekans * dalgaboyu) - GENLİK
- GÜÇ
- ŞİDDET VE BASINÇ
- YANSIMASI
- KIRILMASI
- HARMONİKLERİ
- FAZLAR
Diye çokta fazla sallamasyon yapmadan yazacak olsak, ifade etmek istiyorum bilir kişisi değilim, bunları sıralayabiliriz.
Bana nereden esti derseniz bu konuları araştırmak?
Yapacağınız işi en iyi şekilde yapabilmenin birden fazla yolunun olduğunu söyler "el kitapları".
Hepsininde vurguladığı bir nokta vardır ki, bilgi toplama.
Benimde ses konusunu kapsayan bir projeye başladığımı düşündüğümde araştırma yapmam gerekiyordu. Ne zamana biter bilmiyorum ama bu proje üstünde uğraşmak bile bana şimdiden bir çok portföy kazandırdı.
Mesela bir televizyon programı çektiğimizi düşünelim,
filmi çekerken Türkiye standartlarında (ve AB) PAL yani saniyede 25 çekim yaparak bir hareketli görüntü oluşturuyoruz. Dolayısıyla 25 kareye göre sesi kaydettik.
Biz bunu Amerika'da yayınlamak isteseydik, oradaki televizyonlar saniyede 30 çekim yayınlayacak ve seste %1.1 gibi bir kayma olacaktı. Bir zaman sonra algılayabileceğimiz düzeye gelecekti ve hoş bir görüntü olamayacaktı.
Şimdi film çeken bir insan değilim. En azından şimdilik.
Böyle bir bilgi ne işime yarar?
Bu bana bakış açısı kazandırır. Yapacağım iş, görüntü işleme ve ses işleme üzerine kurulu.
Şimdi bunun bilgisayara aktarılımı var. o zaman işler karışıyor. Anolog-Diğital dönüşümler.
10101010 Binary kodlar.
Cd'ler için baktığımızda 24bit, 44100 örnekleme hızı ile kayıt yaptığını söyleyebilirim.
Bu ne demek oluyor; dışarıdan gelen anolog ses verisini saniyede 44100 defa kesitini alıyor ve bunları voltaj değerlerine dönüştürüyor.
Biz örnekleme hızını ne kadar çok artırırsak sesin çözünürlüğü o kadar artacak ve fazla veri kaydedildiği için kapladığı boyutta artacaktır. (96KHz, 192KHz)
Biz insanlar 20-20KHz arası sesleri duyabiliyoruz. Bazı insanlarda aralık ta ufak tefek oynamalar olabilir. Ve Şöyle bir şey var sistemimiz hangi örnekleme hızında çalabiliyorsa, onun iki katı örnekleme hızında kayıt etmemiz gerekiyor.
Benim yapmaya çalışacağımı kısa bir anlatmak isterim.
Sesi mikrafondan canlı olarak al ve bunu arkaplanda anlık olarak işleme tabi sok. Analizler yap(FFT analazi ile frekans hesaplama, vs.) ve grafiksel olarak bir takım etkilerle kullanıcıya sun.
Kafanızda hiç bir şey canlandırmadığının farkındayım. Lakin bu benim kendime bıraktığım bir notum. Proje ortaya çıktıkça ve ben bu konuda çalışmalarıma devam ettikçe sizlere paylaşımda bulunmayı düşünüyorum. o yüzden Bir sonraki yazımda görüşmek üzere esen kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder